STEM Nedir? STEM Anlayışı Nasıl Gelişti?
Bugün, hem Amerika’da hem de diğer ülkelerde gerek politikacıların gerekse toplumun dikkat kesildiği bir kavram. STEM.
STEM NEDİR?
Günlük yaşamda sıklıkla duymaya başladığımız, moda bir sözcük: STEM. İngilizce dört kelimenin baş harflerinin kısaltmasından oluşuyor. Bunlar: Science (Fen), Technology (Teknoloji), Education (Eğitim) ve Maths (Matematik)’tir.
Aslına bakıldığında bu kısaltma, isim olarak İngilizce’de kök anlamına gelmektedir. STEM’de, bu dört kelime ile yüklenenden çok daha derin ve anlamlı bir bütünleştirme gerekiyor. Her ne kadar moda bir kelime haline gelse de farklı paydaşların STEM’e yüklediği anlamın farklılaştığı görülmektedir. Bu farklılık sadece tanımlamada değil, dahil edilen disiplinlerde de söz konusudur. Kimi sağlık bilimleri, tarım vb. gibi daha geniş bakış açısı ile farklı alanları STEM’e dahil eder. Kimi daha dar sayıda disiplini işaret eder. (Koonce, vd., 2011). Koonce ve arkadaşları (2011), bu karışıklığı açığa kavuşturmak amacıyla farklı paydaşların STEM eğitiminin nasıl algılandığına yönelik bir araştırma yapıyorlar. Sonuçta üniversiteler, devlet kurumları, makale ve kitaplardan 846 disiplini içeren bulgulara erişiyorlar. Bu kodlar arasında en yüksek frekansa sahip disiplinlerden bazıları genel matematik, genel kimya, bilgisayar bilimi, genel biyoloji, genel fizik, diğer matematik alanları, cebir sayı kuramını içeren matematik, organik kimya, fiziki ve kuramsal kimya, polimer kimyası, nükleer fizik, analiz, geometri, inşaat mühendisliği,… vb. şeklinde sıralanabilir.
Ostler’in (2012) de belirttiği gibi her ne kadar bugün popüler hale gelse de disiplinlerin entegrasyonu özellikle de fen ve matematik alanlarının entegrasyonu fikri yeni değildir. Hatta STEM kısaltması da yeni değildir. İçerik entegrasyonu fikri, aslen 1800’lerin sonlarındaki tarımsal okul sistemini standartlaştırmanın bir yolu olarak Harvard On Komitesi (Committee of Ten at Harvard) tarafından ortaya konulmuştur. Bu komite, iyi bir endüstriyel okul sisteminin öğrencilerine mükemmel ve kapsamlı bir bilgi tabanı sistemi sağlaması gerektiğini ortaya koymuştur. Aslında STEM eğitimine verilen değer, Amerikan ulusunun ekonomik odağının endüstrileşmeye kaymasıyla bugüne nazaran 19. yy’da daha da çok hissedildi.
STEM Anlayışı
Amerika’dakine benzer şekilde Türkiye’de STEM anlayışı Köy Enstitüleri ile kendini göstermeye başladı. 1940’lı yıllarda İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun ‘Sosyal Okul’ kuramına dayalı olarak geliştirdiği bir sistemdir. “Uygulama ve iş içinde eğitim” ilkesine dayanan bir eğitim anlayışına dayanan Köy Enstitüleri, imeceye dayalı yapı inşa süreçleri, uygulamaya ve üretime dayalı eğitim yaklaşımları ile farklılaşan özgün eğitim kurumlarıdır (Karakul, 2019).
Rudolf Steiner’ın eğitim felsefesini benimseyen Waldorf Eğitim sistemi de Köy Enstitülerine benzemektedir. Steiner’ın 1919’da Stuttgart’da bir fabrikada konferans verirken ortaya çıkmıştır. Bu eğitim felsefesi, ismini bu Waldorf-Astoria Fabrikasından almaktadır. Steiner özellikle 1. Dünya Savaşı sonrasında eğitimin bir çıkmaza girdiğini ifade etmiştir. Bu tür felaketlerin bir daha yaşanmaması gerektiğini de söylemiştir. Ve yenilikçi bir eğitim sistemine olan gereksinimi dile getirerek fabrika sahibi Emil Molt’un desteği ile ilk Waldorf Okulunu kurmuştur (Uhrmacher, 1995). Bu yaklaşımda hiçbir çocuk göz ardı edilmemelidir. Çocuklara eşit imkanlar sağlanmalıdır. Eğitim doğayla uyumlu ve iç içe hale getirilmelidir. Bireysel hız dikkate alınmalıdır (Yüksel ve Kartal, 2020). Bu eğitim sistemi ile birlikte sunulabilecek bazı faaliyetleri Yalçın ve Schieren (2017) ritmik oyunlar aracılığıyla yaşanan hareket temelli deneyimler; kille biçimlendirme; hayal gücünü geliştiren oyunlar; el işlerinin yanısıra ev idaresi; mutfak ve bahçe işlerini kapsayan değişik faaliyetler ile doğa deneyimleri; renkleri konuşmayı müziği masal anlatmayı kukla oyunlarını içeren sanatsal faaliyetler şeklinde sıralamaktadır.
Öğrencilerin psikolojik iyi oluşunu ve işbirlikçi kültürünü teşvik eden çocuk merkezli okul öğrenme ortamı olan Waldorf Okullarının mimarisi ve tasarımı da Köy Enstitülerine çok benzer. Bununla birlikte STEM eğitiminin amaçladığı 21. yy becerilerinin de gelişmesini sağlamaktadır (Mezentseva, 2019). Bu bağlamda, dünya, insanlık tarihi ve kültürü hakkında bilgili, çok çeşitli pratik ve sanatsal yetenekleri olan, doğal dünyaya derin bir saygı duyan ve onunla bütünleşen ve ekonomik ve politik baskılar karşısında inisiyatif ve özgürce hareket edebilen bireylerin yetişmesine yardımcı olmak amaçlanır.